27 Mart 2012 Salı

FÜREYA



Bugün de, okuduğum ve  etkilendiğim kitaplardan birini paylaşmak istedim sizinle..
Yazarı AYŞE KULİN

Daha önce yazarın ‘ADI AYLİN’ isimli romanını okumuştum. Onda da aynı etkiyi yaratmıştı bende.Gerçek hayatları anlatan romanlar hep ilgimi çeker.

Rahmetli babam 12 yıl felçli bir yaşam sürdü.Onun hastalığının ilk aylarıydı.İşime 40 gün ara vermiştim.O dönemlerde annemi de yaşadıgımız kötü zamanlarda geçirdiği travmatik anları biraz olsun hafifletebilmek için kızkardeşimle birlikte kısa bir tatile yollamıştım.
Kızkardeşim o yıllarda uçuş hostesliği yapıyordu.O da izinliydi, annemi alıp götürmüştü. Onların yokluğunda, babamla başbaşayken bu kitaba başlamış ve 2 gün içinde bitirmiştim.

Çok sürükleyici bir yaşam hikayesiydi Aylin’inki. Kitap sonlarındaki fotoğraflar okuma bittikten sonra çok daha anlam katıyordu okuduklarıma.

Bu defa FÜREYA yı okudum.. 
Cumhuriyetin ilk kadın seramik sanatçısı Füreya Koral’ın yaşamı.
1910 yılında Büyükada’da, Şakir Paşa Köşkünde  başlayıp, 26 ağustos 1997 'de  87 yaşında, Osmanoğlu kliniğinde sona eren koskoca bir yaşam öyküsü.

Bu romanda, Şakir paşa ailesini tanıdım.
Daha önce ismini çeşitli sanat dallarında duydugum aile fertlerinin, Füreya ‘nın ailesinden olduğunu öğrendim. Bu beni daha da heyecanlandırdı.

Mesela  CEVAT ŞAKİR KABAAĞAÇLI, bizim meşhuuur Halikarnas balıkçısı meğer öz dayısıymış. Ve Cevat Şakir Bodruma sürgün olarak gönderilmiş aslında..

Mesela, FAHRÜNİSSA ZEİD Füreya’nın öz teyzesi, 14 yaşında resme başlayıp, Sanayi i Nefise yada bildiğimiz adıyla Güzel Sanatlar akademisinin ilk kadın öğrencisi,dünyaca ünlü , modern resmin öncülerinden bir kadını tanıdım.

Mesela, ALİYE BERGER, o da Füreya’nın diğer teyzesi,Dünyaca ünlü ressam,heykel ve gravür sanatçısı.

Mesela, NEJAT DEVRİM, o da ünlü ressam, Mesela ŞİRİN DEVRİM ünlü tiyatro sanatçısı..

Her biri çok değerli sanatçılar olan bu insanları,onların  hayat hikayelerinden kesitleri,Atatürk ve Cumhuriyet dönemine ait bilmediğim bir sürü olayı bu kitap sayesinde öğrendim.

Çok güzel, değişik, cesur bir Cumhuriyet kadınının yaşamını, eski Istanbul'u,o zamanki sosyal yaşamı,,aldıkları eğitimi, anlatan bu romanı okumanızı tavsiye ederim.

Geçtiğimiz hafta oğlumla büyükada’ya yaptığım gezide romanda geçen yerleri aradım.

Ama Şakir Paşa Konağı 70 li yıllarda yok olmuş yerine başka bir bina yapılmış.

Füreya Koral’ın büyükbabası  Şakir paşa’nın yaptırdığı Müslüman mezarlığını buldum.
Füreya, babası Emin bey, ve annesi Hakkiye hanım yan yana yatıyorlardı..
Fotoğrafta gördüğünüz , üzerinde, tıpkı kendi hayatı gibi renkli taşlar olan mezar Füreya’ ya aitmiş

Sonsuz uykularında da olsa ziyaret etmek hem hüzün hem de huzur vericiydi.

Adadaki kısa ziyaretimizden bazı fotografları da paylaşmak isterim. Birkaç fotografı bilerek sepya moduna getirdim  nostaljik olsun diye:))))

Güneşli, güzel bir bahar gününde adanın şahane sokaklarında dolaşmak,tarihi yaşamak,o muhteşem konaklarda, ada evlerinde kimbilir nehayatlar,ne romanlara konu olmuş insanlar yaşamıştır diye düşüne düşüne ilerlerken, bizi tebessüm ettiren, kendimize getiren çok güzel bir kapıda durduk. SELAM diyordu, 'SELAM BAHAR'..



 O kapıdan başka bir kapıya geçerken, mezarlıkta yaşadığımız hüznü pembe hayaller kurmaya yönelten başka bişey daha oldu..nasıl olmasın ki:))
 ama gerçekten kapısında yazdığı gibiydi..şeker gibi......pespembe....

değişik bir eve daha rastladık sonra..Sanki Yunanistanda bir adadaymışız gibi.

Ada'da en çok gördüğümüz araç tabi ki faytonlar ve bisikletti.Araba gürültüsünden uzak,motor gürültüsünden uzak sessiz sokaklar bizi Istanbul'a bir adım uzaklıkta ama sukunet içinde yaşayan insanların ne kadar da şanslı olduğunu hatırlattı.

Faytonlar çok güzel de, ahh o atların bıraktıkları kokulu izler olmasa.:))))
Gülü seven dikenine katlanır diye boşuna dememişler.

Ada çok çok güzel..Her dilden, her dinden insanların adaları ziyaret etmek için mutlaka bir nedeni var. Sahildeki restoranlar, hediyelik eşya satan dükkanlar,baharda açan mimozalar,anılar..birşey ama çok şey adalara gitmeye değer..

Büyükada'dan ayrılırken,sırayla diğer adalara da gitmeye karar verdik yeniden. 
Herbirinde bir tarih ve öyküler saklı olan adalar..
Mutlaka istanbul'a gelindiğinde gidilmesi gereken., Marmara'nın inci taneleri onlar


2 yorum:

PAPİŞ STYLE dedi ki...

Çok güzel bir post olmuş. Ne güzel yorumlamışsın ve anlatmışsın.Okurken çok duygulandım.

woman&human dedi ki...

Çok teşekkür ederim canım kardeşim.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...